Hala bile izlediğimde gözlerim dolar. Bu nasıl bir dostluk insanın nutku tutuluyor. O zamanlar 11-12 yaşlarındaydım, bırak Güney Kore hayranı olmayı haritada yerini bile bulamazdım. Ama o yaşta bile bu dostluktan haberdardım. Hele ki maç gününü hiç unutmam. Ki ben futboldan çok da haz etmeyen biriyim. Ben bile zaman zaman açar izlerim maçı tekrar tekrar.
Dünya Kupasını o sene Güney Kore ve Japonya ortaklığı üstlenmişti ve ev sahipliği yapmaktaydılar. Dünya Kupası ilk kez Asya kıtasında düzenlenecektir. Bizim milli takımımızın teknik direktörü ise daha sonraları Güney Kore'de uzun yıllar çalışacak olan Şenol Güneş'tir. Hala bile tarihinin en yüksek derecesini Şenol Güneş ve ekibine borçludur bu ülke. Brezilya maçında 2-1 yenilen, Kosta Rika ile 1-1 berabere kalan,Çin'i ise 3-0 yenen, Japonya'yı ve Senegal'i 1-0 yenen takımımız Brezilya'ya yeniden 1-0 yenildikten sonra 3.lük maçına hak kazanmıştı. 3. maçında da rakibimiz Güney Kore olacaktır.
29 Haziran 2002 tarihinde, Daegu Dünya Kupası Stadyumu'nda yapılan maçta hakemimiz Kuveyt'li hakem Saad Mane olmuştur. Maçı 60 bini aşkın seyirci izlemiştir. Maç başlar başlamaz, hatta yanılmıyorsam 9. saniyede o muhteşem gol Hakan Şükür'den geldi. Dünya Kupası'nın en kısa sürede atılan golü olarak da tarihe geçti. Bu duruma çok fazla sevinemeden Güney Kore ekibi Lee Eul Yong'un golü ile beraberliği ilan ettiler. Derken 13. dakikada Hakan Şükür'in verdiği pasla İlhan Mansız'dan bir gol geldi. Koreliler tarafından en çok sevilen sporcumuzdu İlhan. Hafiften Asyalı gözleri ve samuray topuzu ile Koreli kızların biricik sevgilisi olmuştu. Beraberliği 2-1 olarak bozan İlhan'dan bir gol daha gelecektir tabi ki. Maçın devamında uzun süre 3-1 olarak devam ederken 90+3'te Song Choung Guk'un golü ile skor tabelası 3-2 olarak değişti. Ve maç sonlandı. Türkiye 3., Güney Kore ise 4. olmuştu.
Ama asıl dostluk bu saniyeden sonra başlamıştı. Zaten maç boyunca Türk bayrakları açan, Türklerle birlikte Türkiye'ye de tezahürat yapan Koreli kardeşlerimiz, futbolcularımızın da omuz omuza halini görünce daha bir kendinden geçtiler. Bu anı canlı izleyip de gözyaşı dökmeyen varsa sanıyorum ki duygusuzun tekidir. Futbolcular uzun süre seyirciyi selamlayarak bu eşsiz anın tadını çıkardılar. Sadece iki takım değil bu dostluk seli karşısında büyük dünya ağzı açık kalmıştı. Nasıl olur da birbirlerinden uzak alakasız iki ülke birbirlerini bu kadar sevip, kardeş olabiliyorlardı.
Gerek maçta yaşanan harika dakikaları gerekse de tribünden ve sokaklardan coşkulu görüntülerin hepsini facebook sayfamda paylaştım! Beklerim efenim... Korelinin Cadı Kazanı
Gerek maçta yaşanan harika dakikaları gerekse de tribünden ve sokaklardan coşkulu görüntülerin hepsini facebook sayfamda paylaştım! Beklerim efenim... Korelinin Cadı Kazanı
Su an okurken bile cok duygulandim. O zaman 12 yasindaydim. Bu mac satesinde futbola alakam artti 'crlekiklere' ilgim artti. Derkeeeen bu gunlere geldim. O zamanlar tabi internet bu kasar yaygin degildi nasip 2010laraymis 😊 eline saglik guzel bi yazi olmus 😇
YanıtlaSilİnan ben de yazarken sanki o anları yeniden yaşarmış gibi oldum. O duygu kaç yıl geçse de hiç değişmiyor. Teşekkürler bu arada, blogumun en sıkı takipçisi olabilirsin. :)
Sil