Papatya... Alın size, sizi depresyondan depresyona sürükleyecek bir film. Benim ilk izlediğim Kore filmlerinden biridir. Arkadaşla oturmuş film günü yapıyoruz. İki Kore filmini art arda izlemişiz, ama gözümüz aç anacım hadi dedik otur maratona devam. Bir film daha izleyelim. İşte o üçüncü film bu filmdi. Daha önceki iki filmi izlememişiz adeta yaşamışız, beynimizde potasyum kalmamış, idrak kapasitemiz error veriyor. Ama hala inatla izleyelim de izleyelim.

İşte öyle bir halde iken bu filmi izlemek benim için büyük talihsizlik oldu. Filmin o ilk zevkini tam yaşayamadım. Ertesi gün olunca bir kez daha izleme gereği duymuştum. Tabi sonunu falan bilerek. Biraz can sıkıcı bir durumdu. O yüzden size tavsiyem kafanız dinginken izleyin bu filmi. Ayrıca filmin sonunda Jung Woo Sung ne taşmış be gibi düşünceler aklınızda dolanabilir benden söylemesi.

Adı: Daisy
Yönetmen: Lau Wai Kang
Yapımcı: Robert Becker & Ellen Chang & Jung Hoon Tak
Yazar: Kwak Jae Young
Türü: Romantik, Dram, Aksiyon
Süre: 110 Dakika
Yıl: 2006
 

Olay Amsterdam'da geçmektedir. Kızımız Amsterdam'ın bir meydanında portreler çizen bir ressamdır. Ayrıca bir de dükkanı vardır. Asıl esas oğlumuz da bir seri katildir. Ve her gün kızın resim çizdiği meydandan onu izlemektedir. Ama yaptığı iş dolayısıyla bir türlü kendinde o cesareti bulamayıp açılamaz. Bunun yerine her gün kızın dükkanına bir papatya saksısı bırakarak "Flowers!" diye bağırıp kaçar. Kız, bu gizli hayranının kim olduğunu merak eder. Kim olduğunu bilmeden ona aşık olmuştur çünkü.

Ama bir gün bir adam elinde bir papatya saksısıyla onun tezgahına gelip ondan portresini çizmesini ister. Bu adam ikinci esas oğlumuz olan polis dedektifidir. Kızımız bu adamı onun gizli hayranı zanneder ve aşık olur. Polis de kendisinin zannettiği adam olmadığını söylemeye cesaret edemeyip bu oyuna devam eder. Derken kızımız bu seri katil ve polis arasındayken bir çatışmanın ortasında kalır ve konuşma yeteneğini kaybeder. Üstelik sevdiği adamın da öldürüldüğünü zanneder.

Kalbi kırık şekilde o meydanda resim çizmeye devam eder. Ama kızın bu kalbi kırık görünüşüne daha fazla katlanamayan katil oğlumuz artık devreye girmek ister. Ve kızımıza resmini çizdirir. Artık durum eskisinden daha karışıktır. Kızımız papatyalar hakkındaki gerçeği öğrenecek midir? Katil ve polis arasındaki rekabet nasıl sonuçlanacaktır? Kızımız polisi mi katili mi seçecektir?


"Üzgünüm. İlk başta sadece bu sevgi dolu genç kıza yardım etmek istedim. Bir köprü inşa ettim. Ve sen bana resim verdin. Ben papatyalar göndermeye başladım. Ama inşa ettiğim köprü seninle ben arasındaki bir köprüye dönüştü."

0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top