Uyarı! Bu filmi dini hassasiyeti çok olan insanların izlemesi uygun değildir. Çünkü tüm film budist inanışına ve Buda öğretilerine göre şekillenmiştir. Müslüman ve hatta Hristiyanların cennet-cehennem ve tanrı inanışlarına birazcık da olsa ters bir zihniyetle örülmüş bir olay örgüsü var. O yüzden İslam dinince şirk sayılabilecek öğeler içermektedir. Rahatsız olurum diyorsanız hiç izlemeyin daha iyi olur.



Afişte Cha Tae Hyun'u görür görmez konusuna bakmadan izlemiştim ben. O yüzden azıcık dumur olduğumu söylemek isterim. Ama başladığım filmi de bitirmeden olmaz diyerek devam ettim. Devam ettikçe de merakımı epey cezbetti. Filmin hayal gücü çok geniş, hatta zaman zaman ilham verici de sayılabilir. Görsel efektleri çok başarılıydı, flash TV efekti bekliyordum ama beni mahçup ettiler. Koreliler Hollywood'u artık beşe katlar diyebiliriz.



Joo Ji Hoon'u Düşlerimin Prensi'nden itibaren radarıma aldım ve her yapımında, iyi oynasın oynamasın desteklerim. Kötü oyunculukları da olmuştur. Ama bu filmde pek bir beğendim, güzel oynamış. Filmin yakışıklı kadrosunu tek başına bile doldurabilirmiş. Amaaaa Ha Jong Woo'nun olgun karizmasıyla izleyiciye bir Dilber hala terlemesi veriliyor. Başımızdan eksik olmasın diyesi geliyor insan filmi izlerken. Kim Hyang Gi ise filmimizin pamuk şeker tadında miniş güzelliği olmuş. Çeri Domates filminden beri bilirim kendisini. O zaman küçüktü ama hala büyümüş gibi gelmedi gözüme. Pek minyon bir kızımız.


Adı: Along With The Gods: The Two Worlds

Yazar: Kim Yong-Hwa

Yönetmen: Kim Yong-Hwa

Yapımcı: Kim Yong-hwa,Won Dong-yeon,Kim Ho-Sung

Tür: Fantastik, Dram

Süre: 2 saat 19 dk

Yıl: 2017



Canını dişine takmış özverili bir itfaiyeci bir gün yangında mahsur kalanları kurtarmaya çalışırken yaşamını yitirir. Önce öldüğünün farkına varmaz. Ama onu almaya gelen iki adet koruyucu gardiyanı görünce her şeyin farkına varır. Ölmeden önce tek istediği şey ise yaşlı anacığıyla son kez konuşabilmektir. Başlarda bu isteği ciddiye alınmaz ama ölen bu ruhun bir abide olduğu anlaşılınca tüm çaba bu tek istek üzerine şekillenir. Abide diyince kafanız karışabilir. Şöyle ki bu evrenimizde abide olmak çok nadir ve önemli bir mevzudur. Vatana millete hayırlı, doğru dürüst ve fedakar yaşayabilmiş kişiler abide olmaya layıktır.



Abidemizi alan koruyucuları onu iki dünya arasındaki 7 mahkemede savunarak onu başarılı bir şekilde geçirmeye çalışacaklardır. Bu 7 mahkemeyi geçen ruh reenkarne olma hakkını elde edecektir. Reenkarne olmadan da annesiyle rüya yoluyla son kez konuşmasına izin verilecektir. Geçenlerde gördüm Cemil İpekçi 668 kere reenkarne olduğunu iddia ediyordu. Bunların 4 tanesi de Kore'yeymiş üstelik. Filmi izler izlemez o geldi aklıma. Cemil İpekçi kaç mahkemeden geçmiş oluyor o zaman, malum ben sözelciyim hesaplayamam. 😂 



Üç adet koruyucumuz her mahkemeye giderken çesitli coğrafik zorluklardan geçerken abideyi korumaya çalışacaklardır. Eğer abide tüm etapları geçip de 49 günde reenkarne olursa onlar da bir zamanlar yaptıkları anlaşmada ilerleme katetceklerdir. Şöyle ki koruyucularımız bu iki dünya arasının kralıyla 1000 yıl önce bir anlaşma yapmışlar. 



Eğer ki 49 abideyi reenkarne ettirebilirlerse kendileri de reenkarne olma hakkını elde edeceklerdir. Hayatlarına dair hiçbir şey hatırlamasalar da bu uğurda her şeyi yapacaklardır. Korelilerin bu 49 gün takıntısı neye dayanıyor anlamadım allasen. 49 Gün dizisi geldi hemen aklıma, o da az çok buna benzer bir mantıktaydı.



Abide, her mahkemede davasını savunurken hayatı hakkında daha çok şey öğreniyoruz. Mahkemelerde onları savunan koruyucular olduğu gibi aleyhinde savunma verip ruhların cezalandırılması için uğraşan iki tane avukat da mevcut. Bu mizahi avukatlar hepsi şahsına münhasır hakimlerin aklını çelerek abideleri abide olmadıklarını iddia ederler. Mahkemeler geçtikçe başına gelen haksızlıklar ve yaşamındaki tüm dramı izleyip bir taraftan gerilip bir taraftan ağlıyoruz. Tam olaylar bağlanıyor diyoruz ki ikinci filme zemin hazırlıyor senaristimiz ve cevaplanmamış sorularımızla anında bir sonraki devam filmine geçiyorsunuz.




Aksiyonu bol, dramı bol, fantastiği bol bir film. İkinci filmi de izlerseniz anlayacağınız gibi alt yapısı aslında çok sağlam ve en ufak bir hareketin bile bir nedene bağlandığı müthiş olay örgüsüyle övgüleri hak ediyor. Korutucularımızın hikayeleri, itfaiyecinin erkek kardeşinin hikayesi ve iki dünya arasının kralının ardındaki sırlar havada bırakılarak meraktan çatlatmak suretiyle ikinci filme yönlendiriliyoruz. İki dünya arasının kralı demişken, kral rolünde Squid Game'in başarılı başrol oyuncusu Lee Jung Jae'yi izliyoruz.


0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top