Açılın! Benim ilgi alanım geliyor, zaman yolculuklu bir dizi. Bana verin böyle abidik kubidik bir şekilde kendi geçmişine ya da kendi geleceğine giden şapşal insanları ben soluksuz izleyeyim. Fantastik severim sevmesine ama geçmişi hakkında ahlanıp vahlanırken al bakalım git de değiştirebiliyor musun konulu diziler benim özel araştırma konumdur bile diyebilirim. Bu dizide tek fark geçmişteki hali geleceğe geliyor. Aman dedim ne olacak ortada bir yerde buluşsunlar da bir hasbihal etsinler. 



Amma velakin ben bu diziyi sevmedim. Bu cümleyi bu kadar acımasız kurduğum için kendimi kınıyorum ama bu dizi az ömce bahsettiğim konuda iyi bir örnek değil. Öncelikle en mantıksız fantastik dizide bile bı mantığa oturtulur. Bu dizide mantık hatalarından, ortada bırakılan sorulardan çok sıkıldım. İkinci olarak da aynı insanın geçmiş ve gelecek halleri nasıl birbirine bu kadar benzemeyen insanlardan seçerler diye kendimi kemirdim resmen. Ne boyu boyuna ne gözü gözüne ne dişi dişine. Tamamen farklı kişiler. Tamam anlıyorum biri 17 diğeri 37 yaş halleri insan nasıl değişiyor falan ama insan 37 yaşına gelince ergenlikte ki boyundan nasıl kısa olur arkadaş delirtmeyim beni.



Adı: Hello, Me!

Yönetmen: Lee Hyun-Seok

Yazar: Kim Hye-Jung (roman), Yoo Song-Yi

Türü: Fantastik, Gençlik, Romantik, Komedi

Şirket: Netflix

Bölüm: 16

Yıl: 2021


Konumuz şöyle ki; lisenin en popüler, zıpçıktı, deli dolu, ele avuca sığmayan 17 yaşındaki güzeller güzeli Ban Hani'si, 37 yaşına geldiğinde bir bakmıştır ki vıttırıvızzık işinde bile dikiş tutturamayan, yapayalnız hayatında başarısızlık içinde yaşayan bakımsız bir teyze oluvermiştir. Yahu abla ne yaşadın da bu kadar değiştin kamyon çarpmışa dönmüşsün diyebilirsiniz. Evet kamyon çarptı çünkü. Gençliğinde yaptığı yanlış bir tercih tüm hayatının travması haline gelmiş. 20 yılda da kendine gelememiş.



O sırada işte iş ya artık paralel evrenlerde kısa devre mi olmuş, karadeliklerden mi geçilmiş bilinmez, bir bakar ki hastanede yanında genç kendisi yatıyor. Çeşitli subjektif kanıtlarla da bu tezini kanıtlayınca kızı himayesine alır. O kahin senin bu şaman benim bu gizemi araştırırlar. Araştırırken de kızın kimliğini gizlemek için akla karayı seçecektir. Hatta bu uğurda bizzat kendi yiğeni, ablasının oğlu da teyzesinin genç haline aşık olmaz mı. Yok artık evet!



Ama trikotajla hiçbir ilgisi olmayan kader ağlarını yeni bir nuna aşkını işlemek için kullanacaktır. Biz yaşını başını almış kdrama izleyicileri seviyoruz böyle nuna ve çıtır genç aşkını, yapın bol bol.  Genç, yakışıklı ve hatta zengin olsa da koca yürekli delikanlımız nunası için her şeyi yapmaya hazırdır. İşte koskoca Kore'de başka insan yokmuş gibi kızımızın eski kırığı da tesadüfler sonucu olaylara dahil olmuştur. Onun sahneleri dizinin en komik kısımlarıydı bence. Bir de kişisel komik bulduğum bir öğe de gencimizin mutfak arkadaşı teyzelerdi. Bayıldım ben onlara.



Böyle anlatınca keyifli gibi geliyor ama olay örgüsü bir dramın üstüne kurulmuş esasen. Kız ve ailesi arasındaki ilişki, yaşadığı travmalar onun karakterini kökten değiştirmiş. Alfa iken piyon olmuş. Patron mu dersiniz, ablası mı dersiniz herkes ezen ezene bu kadıncağızı. Tabi ki silkelenip kendine gelmesini de izlemesi en keyif veren kısımdı. Bize mıymıy başroller vermeyin, kendi ayakları üzerinde duran güçlü kadın başroller verin ey Koreli senaristler. Zaten adam gibi son yapmayı bir türlü öğrenemediniz bir de içimizi vikvik hatunlarla baymayın gözünüzü seveyim!


0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top