Bana İngilizce Öğret... Baştan sona eğlence fışkıran bir filmle karşınızdayım efenim. Canınız mı sıkılıyor, açın hiç tereddüt etmeden izleyin derim ben. Hele benim gibi İngilizce biliyorum ama konuşamıyorum özürlülerdenseniz ve bu filmi daha izlememişseniz bunca yılı boş yere yaşamışsınız demektir. Çok orijinal diyemeyiz ama kaliteli bir film.

Hani bir laf vardır. "Dil dile değmeden dil öğrenilmez." diye. Hah işte bu söz aklıma geliyor bu filmi her izleyişimde. Filmde karakterler biraz karikatürleştirmiş gibi. Özellikle esas kızımızda bunu çok rahat görüyoruz. Hacı bu kadar da rüküş olunmaz ki yahu. Benim İngilizce kursuna giderken her hafta mutlaka izlediğim bir filmdi. Ufaktan gaz veriyordu bana.

Adı: Please Teach Me English
Yönetmen: Kim Sung Soo
Yazar: No Hye Yeong
Yapımcı: Cho Min Hwan & Kim Sung Soo
Türü: Romantik, Komedi
Süre: 118 Dakika
Yıl: 2003


Evet karakterlerimiz bir İngilizce kursundaki tuhaf tuhaf tiplerdir. Bu sınıftaki tiplerden birisi bizim esas oğlumuzdur. Esas oğlumuz bir ayakkabı mağazasında çalışmaktadır. Annesi zamanında oğlumuzun kız kardeşini maddi imkansızlıklar yüzünden yurt dışına evlatlık vermiştir. Yıllar sonra da annesi, kızıyla konuşabilmek için oğlunu İngilizce öğrenmeye yollar. Kız kardeşi için dil öğrenmeye çalışan oğlumuz bir diğer baş rolümüzle bu İngilizce kursunda tanışacaktır.

Esas kızımız bir memurdur ve ofisinde kimse İngilizce bilmemektedir. Bir gün ofise yabancı biri gelince de ne yapacağını şaşırırlar. İngilizce öğrenmesi için seçilen kurban da bizim kızımız olacaktır. Bu ikisi beklenildiği gibi birbirlerine karşı boş olmayacaktır. Bu aşkı filmde daha çok kızımızın gözünden görsek de oğlumuz da ona karşı boş değildir, elektrik almaktadır, daha sonra bir çay içmeye niyetlenmektedir.


Oğlumuz önceleri kızımızdan kaçmaktadır. Ama kızımızın onu ayartmak için yaptıklarından sonra zamanla aralarında bağ güçlenir. Sınıftaki her karakterin kendince komik tarafları mevcut. İngilizce öğretmeni Avrupalı kızımız da oldukça büyük bir role sahip bu filmde. Hatta bu kız yüzünden bir kıskançlık krizi bile peydah olacaktır.

Peki sonunda bu ikili birbirlerine nasıl açılacaklardır? Kızımız aşık olduğu adam için İngilizce öğrenmeye devam edecek midir? Oğlumuz kız kardeşiyle buluşunca neler olacaktır? En önemlisi de bu ikili İngilizce öğrenebilecekler midir?


"-Sen birini gerçekten sevdiğinde bunu İngilizce olarak itiraf edeceğini söylemiştin. Öyleyse sevdiğin ben değilim. Elbette değilim... Ben çok sıradanım. Senin gibi biri benden hoşlanmaz.

+Hayır! 'Aşk' ın Korecesi daha güzel."



0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top