Daha önce anlattığım Sayın Prof. Dr. Nurdoğan Rigel hocamızın verdiği "O" An Fotoğrafları ödevini hatırlarsınız. Bu yazı da aynı hocamız tarafından bize verilen bir başka ödevdir. Ödev, Oliviero Toscani ve onun ilginç Benetton reklamları üzerinedir. Bilgisayarda ufak bir temizlik yapmaktaydım ve silmeye elim gitmediği için en azından burada yayınlamak istedim.
Oliviero
Toscani’nin Benetton reklamları alışıla gelmişin dışında, farklı, çoğu zaman
şok eden etkiler bırakan içeriklere sahiptir. Bu yönüyle afişlerde yer alan
öğeler insanların başka bakış açılarından bakmasını sağlar. Piyasadaki tüm
reklam ve afişlerinin tek düzeliğinin aksine Toscani, sahip olduğu absürt bir
espri anlayışıyla insanı şaşırtmayı amaçlar ve bunu da başarır. Kendine özgü
üslubu onun iletişim alanında çok farklı bir kefeye konmasını sağlamıştır.
Bilinen
kalıpları aşıp, tabuları yıkıp kendine özgü bir anlayış yakalamıştır.
Yaratıcılık ile ilgili de şu sözleri bize düşüncelerini en açık şekilde
anlatıyor; “Yaratıcılık
her zaman kuşkunun, araştırmanın, bunalımın, kırılganlığın alanında kalır. eğer
kendini tehlikeye atmazsan, bilinmeyene doğru yelken açma yürekliliğini
göstermezsen, zaten var olanı yeniden yaratırsın, kalıplara alışkanlıklara
boyun eğmiş olursun. yaratmak için, bakışı değiştirmek, kendine özgü bir
saldırma noktası bulmak, ortaya bir görüş açısı çıkarmak, durup dinlenmeden,
alıştırmalar yapmak, kalıplara karşı kendi kendisiyle savaşmak gerekir.”
Toscani’nin insanlara kendini sevdirme ya da kabul
görme gibi bir derdi yoktur. O, vermek istediğini vererek insanlara ulaşmayı
amaçlar. İşini beğendirmeye hiçbir zaman çalışmamıştır. Hatta çoğu zaman
afişlerinde kullandığı simgelerle ya da siyasi şahıslarla düşman dahi
edinmiştir. Yandaki resimde yer alan afiş, Constantin Costa Gavras’ın son filmi “Amin”in afişidir. Afişte Hıristiyan haçı ile gamalı hacı birlikte
kullanarak Hıristiyan dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Paris’te açılan bir
davaya konu olmuştur. Hatta afiş, filmin önüne geçmiştir. Filmin içeriğinden
çok afiş dikkat çekmiş, filmin gösterim gününü bile tehlikeye sokmuştur.
Aynılaşan insanlığa karşı insanların kendilerini bulmalarını istemiş,
yeni olan her şeyi her zaman sevmiştir. Tusconi’nin kendi ağzından “Genç
kızlar birilerine benzemeye çalışıyor. Ne kadar aptallar. Kabul edilmeye
çalışmak en sıkıcı şey. Benim işimi beğenmeyen beğenmez, bana ne. Ben, bana
yapılan bütün kritikleri dinlerim. Bir kritik olmazsa o zaman üzülürüm işte.
Provokasyonun kötü bir şey olduğu söylenir. Yeni bir fikri, yeni bir vizyonu
kışkırtmak. Kışkırtırsanız ilerlersiniz. 'Bütün ömrüm boyunca kralıma inandım.’
Salak. Şimdi kralın yok ki! Değişmen lazım.
" sözlerini bu
konuda örnek gösterebiliriz.
Tüm insanları ilgilendiren, bir
umut farkındalık yaratabileceği yoksulluk, açlık, ırkçılık, savaş, AİDS, Anoreksiya Nevroza ve uyuşturucu gibi konuları işlemeyi seçmiştir. 1982
yılında Benetton ile ortaklığı başladı. 2000 yılında ise Benetton için
hazırladığı ölüm cezası konseptli reklamlarının aldığı tepkiler yüzünden
Benetton ile yollarını ayırdı.
Ele aldığı sosyal aksaklıkları ya
da yıkmak istediği tabuları en çarpıcı biçimde ele almaya çalışmıştır. Mesela
bu afişte açlık ve yoksulluğu gözler önüne sermeyi seçmiştir. Dünya’daki
açlıkla yüz yüze olan insanları afişlere taşımıştır. Bu durumda kendi açısından
sosyal sorumluluğunu üstlenmiştir. Yoksulluk konusundaki duyarlılığını şu
sözlerinden de anlayabiliriz: “Dünyada
açlık sınırında olan 1 milyar çocuk varken, Benetton reklamlarından söz ediyor,
tasarım konuşuyoruz. Biz insanlar, optimum medeniyete ulaşamadık. Köpeğim, çim,
ağaçlar, su mükemmel. Ama biz insanlar değiliz. Yüzyıllardır birbirimizi
öldürüyoruz. Gazete okuduğumda, insan olduğumdan çok utanıyorum.” Benetton markasından çok reklamlarda anlatılmak
istenilen insanlığın eksiklikleri, yanlış fikirleri ya da düzeltilmesi gereken
durumlardır. Her ne kadar vurgulanmak istenen durum farklı olsa da marka ister
istemez ses getirmiştir ve Toscani, Benetton ile birlikte anılmaya
başlanmıştır.
Afişlerin büyük çoğunluğunda ırkçılık karşıtı
simgeler yer almaktadır. Bunlar genellikle çok basit durumlar gibi görünse de
mana derinliği büyük fotoğraflardır. Toscani ne olursa
olsun herkesin eşit olduğunu savunurdu ve her türlü renk ayrımına karşıydı. Bu
ister insan teni üzerinde, isterse de herhangi bir kıyafette olsun.
Irkçılığa karşı
kullandığı üslup elbette ki pek çoklarımızın alışık olmadığı bir biçimdi. Ancak
Benetton’ın “United
Colors of Benetton” sloganıyla da ilintili olarak ister
siyah, ister beyaz isterse sarı olsun herkesin sadece insan olduğunu belirtmek
istemiştir. Bu fotoğraflar arasında beyaz bir yetişkin eli üstünde siyah bir
çocuk elinin yer aldığı bir fotoğraf da vardır. Siyah ve beyaz iki kişinin
beraber kelepçelenmesi ya da siyah bir kadının emzirdiği beyaz bir bebek
fotoğrafı gibi… Bu fotoğraflar çok basit gibi görünse de insanların yaptığı
siyah beyaz ayrımının, yani ırkçılığın, ne kadar gereksiz ve acımasız bir şey
olduğunu gözler önüne serer.
Benetton öncesi
çalışmalarında da kendine özgü bir yol çizmiştir. Jesus Jeans
için yaptığı çalışmalarda da cinsellik üzerine tabuları yıkmayı amaçlamıştır.
Her zaman reklamcı olmadığını savunan Toscani, sanatını toplumsal sorumluluk
duygusu çerçevesinde yaptığını ifade etmiştir. Toplumsal sorumluluğu kimi zaman
toplumda yer etmiş acımasız tabuları sarsarak ele almış, kimi zaman da
insanların hastalıklar konusunda bilinçlenmesi amacıyla sanatını kullanmıştır.
Yukarıdaki fotoğrafta birçok insan yüzü yer almaktadır. Ancak fotoğrafa geniş çerçevede bakarsak AIDS yazısını görebiliriz.
Bu fotoğrafta da savaşta ölen bir
askerin kıyafetleri yer almaktadır. İnsanları duygusal noktalarından vurmayı
amaçlayarak insanları uyandırmak istemiştir. Savaşın nasıl kötü, ne kadar acı
bir şey olduğunu ne kadar anlatsan da şu bir karenin anlattığı vahşet kadarını
çok zor anlatabilirsin.
Tusconi,
görsel efektleri kullanarak da çok çarpıcı ve adından söz ettirecek çalışmalara
imza atmıştır. Bu çalışmalarda dünyada söz sahibi olan siyasi karakterleri
kullanmaktan da çekinmemiştir. Birbirinin tam zıt kültürlerinden gelen ya da
siyasi ortamda kanlı bıçaklı olan kişileri öpüştürerek büyük bir tabuyu
köklerinden sarsmaya çalışıp, insanları düşündürmüştür.
İlk resimde Papa 16. Benediktus ile Mısır’ın
El-Ezher Üniversitesi camisinin imamlarından Ahmed el Tayyip gibi bir araya
getirmesi dahi zor iki farklı din adamını öpüştürerek insanları şaşırtmıştır.
İkinci resimde ise Fransa Devlet Başkanı Sarkozy ile Almanya Başbakanı Angela
Merkel aynı şekilde öpüştürülmüştür. Tüm siyasi veya dini ayrılıklara ya da
kültür farklılıklarına rağmen nefretin yerini sevginin alması gerektiğini anlatmıştır.
Sonuçta ne olursa olsun hepimiz insanız…
Aşağıdaki fotoğrafta da görsel efektler kullanılarak Kuzey ve Güney Kore’nin başkanları
öpüştürülmüştür. Gerçek hayatta olması imkansız bir durum Benetton afişlerinde
boy göstermiştir. Bu durum oldukça büyük ses getirmiş ve tartışılmıştır.
İnsanların aklının dahi almadığı bir durum hileyle gerçekleştirilmiştir. Bu
yönüyle kışkırtıcı bir reklam anlayışına da sahiptir.
0 yorum Blogger 0 Facebook
Yorum Gönder