Konudan, temadan her şeyden habersiz sadece küçük bir sahnesini görüp ben bu diziyi izleyeceğim deyip başladım diziye. Sahne bir anaokulunun kapısında geçiyor. Herkes okul çıkışı annelerine koşarken mahzun bir kız geç kalan teyzesini kapıda bekliyor. Annesizlik ona ağır gelecek ki teyzesine sana anne diyebilir miyim diyor. O andan sonra da artık teyzesi kendi hayatını yiğenine anne olmaya adıyor. Bir anne olarak bu beni öylesine etkiledi ki hiç vakit kaybetmeden diziye başladım.

Adı: Crash Course in Romance
Yönetmen: Yoo Je Won
Yazar: Yang Hee Seung
Yapımcı: Jo Moon Joo, Jeong Se Mi, Lee Yoo Bin
Türü: Romantik, Komedi, Gençlik, Eğitim
Şirket: tvN, Netflix
Bölüm: 16
Yıl: 2023


Epeydir reklamlarını görüyordum ama ilgimi çekmemişti. İsminden dolayı insanlara flört etmeyi öğreten bir kurs izlenimi edinmiştim. İzleyince alakasız kafama sağlık dedim. Nasıl uydurmuşsam kendimi de inandırmışım. Başroldeki Jung Kyung Ho'yu Smile, You dizisinden iyi tanımaktaydım. Ayrıca Girls Generation Sooyoung'un uzun yıllardır sevgilisi olduğu da aklımın bir köşesindeydi. Ama dizi boyunca aklımın o köşesinde durmakla kalmadı diziye adapte olmamı epey bir engelledi. Normalde diziye kaptırırım ve gerçek bireylermiş gibi hissederim. Ama bu sefer şimdi bu acummaya aşık olcak ama aslında çıtır sevgilisi var şeklinde düşünceleri susturmak zorunda kaldım.


Bir gün bir kadın elinden tuttuğu küçük kızını annesi, kız kardeşi ve zihinsel engelli erkek kardeşiyle bırakıp çeker gider. Aynı zamanda minik bir lokantası olan küçük kızın ananesi zamanı gelip de ölünce tüm sorumluluk kızım teyzesine kalır. Kendi de çok genç olan teyze zamanla sporcu olma hayallerini bir kenara bırakarak annesinin işini devralır ve minik yiğenine annelik yaparken yetersiz erkek kardeşinin de sorumluluğunu alarak evin reisi haline gelir.


Yıllarca canını dişine takıp ailesi için yaşarken küçük kız artık büyümüş ve üniversite sınavlarına hazırlandığı çağa gelmiştir. Teyzesine yük olmamak için dersaneye gitmek ve özel ders almal istemese de zamanla içindeki potansiyeli keşfedecektir. Teyzesi de onun daha iyi bir geleceği olsun diye semtteki Gurur dersanesinin kapısını aşındıracaktır biricik yiğeni için. Yiğeni dediğime bakmayın herkes onu annesi bilmektedir. Dedikodulara mahal vermemek için de babasının da Filipinlerde bir spor salonu işlettiği yalanını atarlar.


Gurur dersanesi içinde cevher bir öğretmen barındırmaktadır. Bir milyon wonluk bu matematik öğretmeni dersine giren öğrencilere yanlışsız deneme sınavları vaad etmektedir. Alanında en iyisidir. Durum böyle olunca ergen anneleri çocukları onun sınıfında olsun diye birbirleriyle yarışırlar. Ama bu öğretmenin de kendince sorunları vardır. Geçmişten gelen travmaları onun rahatlıkla yemek yiyip, uyku uyumasını engellemektedir. 


Öğretmenin yolu tesadüfen bizim kızımızın teyzesinin bançan restoranındaki yemeklerden geçer. Başka yiyecekleri hemen kusarken oranın yemekleri ona ilaç gibi gelmiştir. Ve olaylar öyle gelişir ki yemeklerden yiyebilmek için kendini kıza ders verirken bulacaktır. Sadece yemek olsa iyi. Aralarındaki bağ duygusal seviyeye ulaştığında öğretmenimiz evli bir acummaya aşık olmayı kendine yediremez ve duygularına gem vurmaya çalışır. Kalp bu ya bir kere sevdi mi geri dönüşü zordur. Tüm yanlış anlaşılmalar ve skandallar arasında bir araya gelebilecekler midir acaba.


Ana hikaye romantik komedi gibi olsa da dizinin kilit noktaları çok başka. Dizimizde bir seri katil psikolat var. Aslında ince ince düşünülmüş, iyi işlenmiş bir gizem olsa da üzülerek söylüyorum zanlıyı gözünden anladım teee dizinin en başında. Tamam tamam sensiiiiiiin dediğinizi duyar gibiyim. Neyse bu seri katil öğretmenimizin çevresinde birbirinden bağımsız durumlarda peydah olup metal misketleriyle millete eziyet vermeye başlamaktadır. Polisler de zamanla bu bağlantıyı keşfedecek ve suçlunun peşine düşecektir. 


Sınav stresi dizide çok abartılmış gibi görünse de Kore'nin yarış atı öğrencilerine güzel bir pencere açmış. Rekabetin çocuklara nasıl işkence ettiğinin,  hatta karakterlerine derin yaralar bıraktığının farkındalığını yaşatıyor bize. Bununla birlikte arkadaşlığı, erdemli olanların her zaman kazanacağını, lise aşkının masumiyetini de minik kırıntılar şeklinde izletiyor. 


Dizide sevmediğim yerler yok muydu tabi ki vardı. Bunların bir kısmı kendi kişisel görüşüm olduğu için  linç yemekten korkup yazmak istemiyorum. Ama tek bir şey vardı ki inanılmaz rahatsız etti beni. Engelli dayıya bir aşk hayatı resmetmeleri. Ne kadar gereksiz olmuş dedim her seferinde. Bir diğeri de ikili arasındaki yaş farkı. Normal hayatta tam 10 yaş var aralarında. Aslında bu kadar takmazdım bu işe, nuna donsaeng aşkını da severim nitekim. Lakin başroldeki kadın oyuncumuzun aşırı acumma görüntüsüne bir de başarısız bir kıyafet stili eklenince yani nene gibi olmuş dedim kendi kendime.

0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top