Filmin konusunu bir blogger arkadaştan okumuştum. O kadar anlatamamış ki (ya da izlemeden yazmış postu) filmi gerçek bir aptalın kahramana dönüşme hikayesi olarak algılamıştım. Ama konu bambaşka, daha karmaşık daha derin bir teması var. Öncelikle filmimiz evet komedi evet dram evet aksiyon ama kimsenin söylemediği bir durum var. Bu film bir propaganda filmi arkadaşlar. Bir ülkeyi sevmeyebilirsiniz ama ülke hakkında aslı astarı olmayan iddialarla film yaparsanız bu propaganda olur. Kim Jong Un benim babamın oğlu değil onu savunmuyorum tabi ki, banane ne halt yerse yesin. Ama Güney Kore'yi de mutlak doğru kabul edip onlara her şey mübah, ama Kuzey Kore öcü, kaka, cıs demek çok saçma. Filmi bu ideolojiye fazla kaptırmadan izlemenizi tavsiye ederim.


Filmin ilk yarısı ikinci yarısına göre daha durağan, ama benim için en keyifli kısmıydı. Çünkü ikinci kısımda bitmek bilmeyen bir aksiyon girdabında kayboluyorsunuz. Şimdi bu adam hain miydi, yok ya bu ötekinin dostuydu, hayır bu hani bizdendi derken cıvatalar yanıyor bende. Zaten aksiyon, kavga, dövüşten seyir keyfi almayan benim için bazı sahneler sadece ileri saracağım boşa emekler oldu. Komedi kısmı beni filme bağladı Allah'tan. Tabi ki ajan filmi yapıyorsun o kadar vurdu kırdı olmalı ama dozu kaçırmışlar gibime geldi.


Adı: Secretly Greatly
Yazar: Yun Hong Gi, Kim Bang Hyeon
Yönetmen: Jang Cheol-soo
Yapımcı: Kim Yeong-min
Tür: Komedi, Dram, Aksiyon
Süre: 123 dk.
Şirket: Showbox
Yıl: 2013


Plazalaşmamış eski geleneksel bir Kore Mahallesi'nde bir gün bir deli peydah olur. Ama kimsenin bilmediği bir sırra sahiptir. Bu deli aslında Kuzey Kore'nin acımasızca eğittiği ve ülkeye kamufle olması için gönderdiği bir ajandır. Ona verilen görev gereği de mahallenin delisi rolünü oynaması gerekiyordur. Profesyonel aptallıklarıyla tüm mahalleyi buna inandıran başrolümüz 2 senedir bir görev bekleyerek bu mahalle sakinleriyle beraber yaşar. Yaşamak zayıf kalır aslında, hepsiyle bir şekilde derin bağ durmuştur fark etmeden.


Apansız ajanımız kendi ülkesine gönülden bağlıdır bağlı olmasına rağmen ama aklı da Kuzey'deki tek yakını olan biricik anacığındadır. Film bu iki vazgeçilmezi olan annesi ve ülkesini öyle bir çatıştıracaktır ki ikisi arasında seçim yapacaktır bilmeden. Annesini korumaya bir ülke onun vatanı mıdır ya da vatan anneden bile üstün mü gelir. Sonra bir bakacaktır ki aslında bunca sene gözlemlediği insanlar onun ailesi oluvermiştir.


Her şey tüm dinginliğiyle sürerken mahalleye iki adet daha Kuzey Kore ajanının gönderilmesiyle olaylar aralanmaya başlar. Zaten mahallede bir adet daha ajan abi mevcuttu ama onun gizemi de sonlara doğru son bulacak ya neyse. İki tane daha gencecik ajan mahalleye kamufle edilerek yerleştirilir. Bu ikisi ile bazen çekişme bazen şefkat arasında gidip gelen ilişkileri izledikçe ajanlarımızın aslında beyinlerinin yıkandığını, yaptıkları görevlerinin hiçbir amacının olmadığının farkına varıyoruz. Öyle ki vatanseverlik, devletin sana emrettiğinde intihar bile edebilmek midir sorusunu soruyor film bize.


Sonu beğenmedim açıkça söyleyeyim. Tamam gerçekçi olan bu olabilir, ama Kuzey Kore için ajanlık yaparsanız sonunuz bu olur imajı vermek için de güzelim film karakterlerine de böyle acımasızlık yapmazsınız be arkadaş!

0 yorum Blogger 0 Facebook

Yorum Gönder

 
Cadı Kazanı © 2013. All Rights Reserved.
Top