Bir çoğunuza bu yazı için söz verdiğimi biliyorum, geç
kaldığımı da biliyorum. Ama benim kullanabildiğim bu şansı sizler de bilmeniz
ve kullanabilmeniz, kullanamasanız da Kore’ye gitmek adına sizlere bir umut
ışığı oluşması için diğer yazıları yazmadan bu yazıya zaman ayırmak istedim.
Neden Kore’ye gidemedim yazısının üstünden çok zaman geçmemişti ki Güney
Kore’de yüksek lisans başvurusunda bulundum. Detaylı bir yazıda anlatacağım bu
maceramı da, ancak mülakata bile çağrılmadım. Artık umudumu kestiğim bir
dönemde 10 yıldır beklediğim bu gezi bana sonunda nasip oldu.
Nasıl mı oldu? Öncelikle hiçbir şey şans ya da tesadüf değil
onu belirteyim. Emek verdim. Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Ofisi’nin 2018
Pyeongchang Kış Olimpiyatları için yaptığı bir duyuru ile başladı her şey. KTO,
2018 yılında Kore’de yapılacak kış olimpiyatları için tanıtım yapacak gönüllü
bloggerlar aramaktaydı. Yalnız dikkatinizi çekerim gönüllü ve blogger olmak ya
da sosyal medyada faal olmak seçilmek için aranan tek nedenlerdir. Seçilen
arkadaşlar herhangi bir karşılık beklemeden isteyerek tanıtımı üstlendiler. Ben
de bu duyuruya hazırladığım bir cv ile başvurdum ve seçildim. Zaten blogda faal
olarak Kore ile ilgili yazılar yazmaktaydım. Neden bunu KTO ile ortaklık içinde
yapmayayım dedim. Geçen sene eylül ayında KTO gönüllülerine bir yemek verildi
ve tanıtıma resmen başladık. Onun yazısını da yazmıştım belki hatırlarsanız.
Tanıtım gönüllüsü olarak paylaşımlarımızı her ay sonu düzenli olarak raporlamak
durumundayız. Bir raporu bile atlarsanız gönüllü statünüz maalesef ki alınıyor.
Her ne kadar gönüllü olsanız da sorumluluk sahibi olmayacağınız anlamına
gelmiyor.
Kore’ye ilk başarılı gönüllüler kış mevsiminde gönderildi.
Maalesef ki kışın yollanan gönüllüler arasına giremedim. Yalan yok üzüldüm, ama
benden daha çok hak eden arkadaşlar kazandığını bildiğim için çok da
koymamıştı. Ama yeniden bir Kore gezisinin olacağını da düşünememiştim. Ta ki
bu sene Nisan ayında düzenlenen geziye bizim seçildiğimizi öğrenene kadar.
Samimiyetime inanın lütfen, uçağa binene kadar hala durumu idrak edememiştim.
Nasıl yani ben mi? Gidiyor muydum? Her şey rüya gibiydi, kamera şakası gibiydi.
Ama sonunda Kore Turizm Organizasyonu’nu sayesinde bu rüyamı
gerçekleştirmiştim. Hem de en ufak bir ücret ödemeden. Uçak biletleri, otel
masrafları, yeme içme giderleri, ulaşım ücretleri ya da aklınıza ne geliyorsa
elimizi cebimize attırmadılar denilebilir. Sadece özel alışverişlerimiz olan
kozmetik ürünler ya da hediyelik eşyalar için kendi paramızı kullandık. 6 gün
boyunca belki de kendi paramla gezemeyeceğim yerlerde gezdim, kalamayacağım
otellerde kaldım. Bunun için nasıl minnettarım anlatamam. Her yazımda da bir
teşekkür cümlesi geçireceğime emin olabilirsiniz. :)
Peki gelelim siz nasıl benim gibi gidebilirsiniz kısmına.
Yeni seçilenler 5 Mayıs’ta yapılan yemekte toplandı. Bunun yazısı da geliyor.
Yeni blogger gönüllülerimiz sıradaki Kore turu için çalışmalara ve tanıtımlara
başladı. İnşallah onlar da benim gibi hayatlarının en güzel günlerini
geçirirler. Ama olur ya bir sonraki duyuruda sizlere bas bas bağıracağım
başvurun diye. Bu duyuru nasıl mı yapılıyor? Kore Turizm Organizasyonu İstanbul Ofisi’nin facebook sayfasını beğenmekle başlayın işe öncelikle. Orada Kore ile
ilgili bir çok faydalı duyuruyu bulabilmenizin haricinde bu gönüllü seçimi için
de duyuruyu göreceksinizdir. Şimdilik seçimler bitmiş olsa da gönüllüler belli
bir süre sonra yenilenecektir. Kendinize güveniyorsanız ve benden iyi kimse
Kore’yi tanıtamaz, ofisin etkinliklerinde de canla başla çalışırım diyorsanız
meydan sizin canlar. Benim gibi Kore’ye gidememeniz için hiçbir neden yok.
0 yorum Blogger 0 Facebook
Yorum Gönder