Şampiyon... Bu film gerçek bir olaydan esinlenilerek yapılmıştır. Benim için oldukça duygusal bir filmdir. O yüzden çok sık izlemem. Hani böyle çal be kemancı efkarlanalım anlarında açıp izlerim bazı bazı. Filmin sonundaki yazıyı görünce daha iyi anlayacaksınız. Hatta filmin sonuna filme konu olan atımız ve jokeyimizin gerçek yarışını izleyeceksiniz. Çok pis gaz verir, hayata inancınızı tazeler. Cha Tae Hyun'un oynadığı başka bir baş yapıt da diyebiliriz. Kızı rolünde gördüğümüz çocuk oyuncu Kim Su Jeong'u da evlatlık edinmeyi düşünmüştüm bir süre. Her şeyin küçüğü güzel anacım! Genellikle romantik komedi izleyen benim gibi bir seyirciyi kendine hayran bırakmıştır. Konu bakımından Hollywood'da benzerlerini görmüşsünüzdür eminim. Ama bir de bunu izleyin, eğer taş bir kalbiniz yoksa pişman olmayacaksınız biliyorum.
Filmin sonundaki o yazı...
"Topal yarış atı Luna, at yarışı tarihindeki en düşük fiyata 10.000
dolara satıldı. Fakat topallığının üstesinden gelerek eğitmenine ve
jokeyine yardımcı oldu. 13 galibiyet kazanarak ülkedeki en iyi yarış atı
oldu. 8 yaş ihtiyarlık döneminde Luna, son yarışını kazanarak o gün bir
çok sevenine düş ve umut verdi."
Adı: Champ
Yönetmen: Lee Hwan Kyeong
Yazar: Lee Hwan Kyeong & Kim Yeong Seok & Kim Hwang Seong
Türü: Dram, Spor, Başarı
Türü: Dram, Spor, Başarı
Süre: 133 Dakika
Yıl: 2011
Bu filmimizde baş karakter ünlü bir jokeydir. Bir gün eşini ve değerli atlarını aynı kazada kaybeder. Hayatının zirvesindeyken dibe vurur. Ancak kızı hayatta kalabilmiştir ve onun için yaşamak zorundadır. Kazada sol gözünün görme yeteneği azaldığı için ata binmesine izin verilmez. Ata binmeyi bırakıp bundan böyle ahır temizliği yapacaktır.Onu el üstünde tutan patronu ise artık ona dilenci gibi davranacaktır. Bunlar yetmezmiş gibi bir de yanlış anlaşılmalar sonucu iddiacılardan kaçmak zorunda kalacaktır. Kaçmak için ise her şeyden uzak bir çiftlikte işe başlayacaktır.
Ve iş için gittiği ilk gün çiftlikte gördüğü yabani huysuz bir ata tutulacaktır. Ancak bu atın yıllar önce eşinin öldüğü kazada yaralanan atlardan biri olduğunu çok geçmeden öğrenecektir. Aralarında bağ olan bu atı zamanla eğitirken, çiftliktekilere de yeni patronuyla birlikte jokey olmanın inceliklerini öğreteceklerdir. Lakin bu sakin çiftlik hayatı fazla uzun süremeyecektir. Peşindeki bahisçiler onun izini bulacaklardır.
Bunların haricinde bir şekilde yeni atıyla birlikte yeniden yarışlara dönecektir. Hayatın ona yeniden güldüğünü düşündüğümüz anlarda da görme yetisini iyiden iyiye kaybedecektir. Peki bu bekar babamız kızını onurlandırabilecek midir? Eski görkemli haline geri dönebilecek midir? Atıyla nasıl yakınlaşacaklardır? Görme yetisini kaybetmesi onun cesaretini kıracak mıdır? Görememesi onun turnuvaya katılmasına bir engel olacak mıdır?
"Seungho! Unuttun mu? Hayat... Hayat, mücadele demektir!"
0 yorum Blogger 0 Facebook
Yorum Gönder