Çakal Geliyor ya da Kod Adı Çakal... Başrollerini JYJ grubunun yakışıklı üyesi Jaejoong ve hiçbir Türkan Şoray kuralı olmayan bayan oyuncumuz Song Ji Hyo oynamaktadır. Bu film biraz nasıl diyeyim, fazla karışık geldi bana. Bu kötü olduğu anlamına gelmez, tam tersi bu karmaşa onun kalitesini arttırmış. Lakin "ayyy ben bu kadar ekşın için yaşlıyım anacım" cümleleri belirdi zihnimde zaman zaman. Sonunu tahmin edip doğru bildiğim filmlerden biridir.
Sevme nedenlerimden de biri bu sanırım. Beni mahçup etmedi senaryo. Ama herşeyin sonuca bağlanıp, gerçeklerin gün yüzüne serildiği sahnede ufaktan ben de aptal olmadım değil. Durdur tuşuna basıp bir kaç dakika gözden geçirdim olanları ondan sonra devam ettim. Ajan filmlerini severim. Blogda da anlattığım filmlere bir göz atarsanız bir kaç tane daha ajanlı, dedektifli filmlere denk gelebilirsiniz. Bu filmde de ayrı bir tat var. Tavsiyem dahilindedir!
Adı: The Jackal Is Coming
Yönetmen: Bae Hyeong Jun
Yazar: Oh Sang Ho
Türü: Aksiyon, Romantik, Komedi
Süre: 107 Dakika
Yıl: 2012
Jaejoong bu filmde yine bir Hallyu yıldızını canlandırmaktadır. Sanırım çok da zor olmamıştır bu onun için. Kızımız acemi bir katildir ve bu yakışıklı Hallyu yıldızı onun ilk işidir. Yıldızımızı kaldığı hotelde etkisiz hale getirip alıkoyar. Bu güzel kiralık katilimiz onu öldürmelidir. Ama yıldızımız akıllılık edip kendisinin o ünlü değil de ünlünün benzeri olduğu yalanını ortaya atar. Kız da o mu değil mi emin olamaz. Resimlere bakarak karşılaştırma kısımları oldukça keyifliydi.
Tam bu sırada kod ismi Jackal yani Çakal olan kiralık katili bulmak için bir kaç dedektif hotele yerleşmiştir. Ve müşterileri sürekli denetim halinde tutmaya başlarlar. Kızımız bu hotele Japon bir turist kılığında girmiştir ve hem kimliğini belli etmeyip hem de yıldızı alıkoyduğunu çaktırmamaya çalışacaktır. Bu daha hiçbir şey, bir de başımıza yıldızımızın sasaeng fanı yani kafayı yıldızla bozmuş bir hayranı ortaya çıkacaktır.
Zaten hali hazırda kaçırılmışken bir kaçırılma daha yaşar. Lakin kızımız yıldızı bu deli hayranın elinden son anda kurtarıp, birazcık da yıldızın güvenini kazanacaktır. Daha mı? Bir katil daha ortaya çıkacaktır. O da otele giriş yapar. Ancak dedektifler bunun farkına varmazlar. Bu da mı yetmedi?! Bir de başımıza filmin başında gördüğümüz başkanın eşi çıkacaktır. Yıldızımızın otele gelme sebebi bu kadınla buluşmakmış meğerse.
İşler gitgide sarpa sarmaktadır. Ve tüm bu anlattığım kişiler sonunda kozlarını paylaşacaklardır. Kimin kim olduğu, kimin amacının ne olduğu ortaya çıkacaktır. Söz konusu Çakal'ın da kim olduğu sizi şaşırtabilir. Tabi ki bu ikili arasında elektriklenme olmasaydı olmazdı değil mi! O da var merak etmeyin. Filmin neredeyse hepsinin hotelde geçiyor olmasını sevdim. Tek mekanlı ya da mümkün olduğu kadar az mekanı olan yapımları çok severim.
Otel personelleri ve şu pervasız dedektif çok güzel düşünülmüş bence. Filme ayrı bir keyif katmışlar. Ben filmi sonuna dair en ufak bir ipucu vermeden anlatmaya çalıştım. Sonra aman film böyle değildi de sen neden böyle anlattın diye çemkirmeyin bana nolur! Ha bir de filmdeki Türk bayrakları da anlık gülümsememe sebep olmuştu.
***
"İhanete uğramanın nasıl bir his olduğunu asla tatmayacak.
Yani, o yalnızca kendini düşünür.
Yani, bundan avantaj sağlayacağız.
İhaneti iliklerine kadar hissetmesini istiyorum."
0 yorum Blogger 0 Facebook
Yorum Gönder